Covid-19 döneminde diş sorunları ve çocuk diş hekimliği

Covid-19 döneminde diş sorunları ve çocuk diş hekimliği

COVİD 19 DÖNEMİNDE DUDAK DAMAK YARIKLI ÇOCUKLARDA ÇOCUK DİŞ HEKİMLİĞİ

Dr. Meryem Uzamış Tekçiçek, Dr. Melek Turgut

Yüz bölgesinde en sık görülen konjenital anomali olan dudak damak yarıklarında (DDY), hastanın beslenme, orta kulak iltihabı, konuşma ve psikolojik problemlerinin yanında ağız diş sağlığı da olumsuz yönde etkilenebilmektedir. DDY olgularının tedavisinde ekip çalışması gereklidir. Bu ekibin içinde çocuk diş hekimi de bulunmaktadır. 

Çocuk diş hekimliğinin (Pedodonti) esas amaçlarından biri, bebeklikten itibaren ergenliğe kadar çocukların ağızlarında çürüksüz dişlerin ve sağlıklı dişetlerinin olmasını sağlamaktır. Süt dişlerinin ve kalıcı dişlerin sağlıklı sürmesi ve korunması, çocuğun beslenebilmesi ve düzgün konuşabilmesi için çok önemlidir. DDY’li çocuklarda süt dişlerinde görülen anomaliler ve çürük nedeniyle dişlerin erken kaybı ve diş eksiklikleri, alveol kemiğinin oluşumunda yetersizliğe, kemik dokunun azalmasına ve sonuç olarak yapılacak ortodontik ve cerrahi tedavilerde problemlere neden olabilir. Çocuk diş hekimi, erken yaştan itibaren hastada iyi bir ağız sağlığının olması için koruyucu planlamalar yapar. Bu nedenle, bebeğin ilk dişi çıktığı zaman çocuk diş hekimine götürmek gereklidir. İlk tanışma ve muayenede; aile ve çocuğa ortamın tanıtılması, iletişim kurulması, ağız sağlığı ile ilgili karşılaşılabilecek problemler konusunda bilgilendirmeler (diş çürüğü, dişleri etkileyen travmatik yaralanmalar), biberon veya emzik kullanımı ve iyi bir ağız sağlığı için beslenme önerileri verilir. Bu beslenme önerileri şunlardır:

•       Biberonla şekersiz süt ve kaynatılmış soğutulmuş su verilmesi önerilir. 

•       Meyve sularının/pürelerinin dişlerde erozyon yapabileceği unutulmamalıdır. 

•       Şeker ve şekerli içeceklerin minimumda tutulması, ara öğünlerin şekersiz olması, şeker içeren besinlerin nadiren ve ana öğünden hemen sonra verilmesi gerekir.

•       Bir yaşından sonra bardak/eğitici çanaklarla beslenmeye geçilmesi önerilir. 

•       Genellikle damak onarımı tamamen iyileştikten sonra önerilen emziklerin şekerli yiyecek/ içeceklere batırılarak verilmesinden kaçınılması gerekir.

İlk süt dişleri, genellikle bebek 6 aylıkken sürer. Diş sürmesi, ağzın ön tarafından geriye doğru olur, toplam 20 adet süt dişinin sürmesi yaklaşık 3 yaşta tamamlanır. Ancak, damak dudak yarığı olan çocuklarda diş çıkmasında 6 ay-12 aylık gecikmeler olabilir.

Bebeklerde ilk diş çıktığı zamandan itibaren dişlerin fırçalanması gereklidir. Parmak fırçaları, ağzın küçük olmasından dolayı küçük başlı çocuk diş fırçaları kullanılmalıdır. Diş fırçalama alışkanlığının erken yaşta başlanması çocuğun kalıcı dişlerinin de korunmasında önemli bir yer tutar. Diş fırçalama ailelerin gözetiminde yapılmalıdır. Diş fırçalarken bebeğin arkasında durarak/çömelerek çene sabitlenir ve bebeğin başının ebeveynin göğsüne yaslanarak sabitlenmesi sağlanabilir. Fırçalamanın ayna karşısında iki kişiyle yapılması daha kontrollü olmasını sağlayabilir. Yarık bölgesindeki dişlerdeki plak birikiminin daha fazla olabileceği bilinmekte olup bu bölgelerin tek demet fırça ya da ara yüz fırçası ile temizlenmesi önerilir. Özellikle dudak onarımından sonra, dudağı yavaşça kaldırarak ve işaret parmağını yanak dişetine doğru kaydırarak dudak kaldırılabilir ve yarık bölgesindeki diş kronlarına ve dişetine rahatça ulaşılabilir. 

DDY’li çocuklarda mine yapısında bozukluklar, diş eksiklikleri, yarık bölgesinde sürme gecikmeleri veya natal diş gibi erken sürme durumu ve farklı pozisyonlarda sürme, gömülü dişler görülebilir.  

Diş çürüğü, çocukluk çağının en sık görülen hastalık olup diş plağı içindeki karyojenik mikroorganizmaların fermente olabilen karbonhidratları kullanarak oluşturdukları organik asitlerin dişin sert dokuları olan mine, dentin ve sement dokularında oluşturduğu demineralizasyon olarak tarif edilir.  Diş çürüğü multifaktöriyel bir hastalık olup etiyolojisinde dental plak, bakteriler, beslenme, tükürük ve zaman gibi ana faktörler bildirilmiştir. DDY’li çocuklarda diş çürüğünden korunmada; erken yaşta başlanılan ağız bakımı, düzenli diş hekimi ziyareti, ara öğünlerde şeker içerikli besinlerin azaltılması önemli yer tutmaktadır. İlaveten, koruyucu diş hekimliği uygulamaları da diş çürüğünün önlenmesinde rol oynamaktadır. Bunlar arasında yer alan florür uygulamalarının temelini flor elementi oluşturmaktadır. Flor, kimyasal reaksiyonlar açısından oldukça aktif bir elementtir. Bu sebeple serbest halde bulunmayıp kalsiyum, sodyum gibi iyonlarla kararlı bileşik oluşturur ve florür adını alır. Doğal su kaynaklarında, toprakta, kayalarda, atmosferde, besinlerde (çay, tütün ve balık) bulunur. 

Florür insan vücudunda diş minesi, dentin ve kemiğin yapısına katılır. Mine üzerindeki çürük önleme etkisini 3 yolla gerçekleştirir:

1.     Minenin çözünürlüğünü azaltarak veya engelleyerek

2.     Bakterilerin asit üretimlerini engelleyerek

3.     Mine yüzeyinde yeniden mineralizasyonu arttırarak 

Florürler uygulamaları sistemik ve lokal uygulamalar olmak üzere ikiye ayrılmaktadır. Sistemik uygulamalar; suya, süte ve tuza florür eklenmesi veya florürlü tablet/damlaların kullanılmasıdır. Lokal uygulamalar etkinlik açısından günümüzde tercih edilmektedir ve diş hekimi tarafından uygulanan jel, köpük ve cilaları; bireylerin kendilerinin kullandığı diş macunu, ağız bakım suları, ve sakız vb. gibi florür içeren ürünleri kapsamaktadır.

Florürlü cilalar, diş hekimleri tarafından küçük aplikatörlerle dişe uygulanır ve diş üzerinde hemen sertleşir.  Yüksek konsantrasyonda florür içerdiklerinden uygulanan miktar çok azdır.  Diş üzerinde 12-48 saat kalıp zamanla yavaş flor salımı yaparlar. Yılda iki kez uygulanmaları çürük gelişiminin önlenmesi açısından önem taşımaktadır.  

            Diş macunlarına florür eklenmesi 1945 yılından beri uygulanan bir yöntemdir. Her gün düzenli olarak florürlü diş macunu ile diş fırçalama çürük önlemede etkili bir yöntem olarak kabul edilmektedir. Üç yaşın altındaki çocuklar çok iyi tüküremediklerinden çocuk diş macununun diş fırçasının üstüne sürüntü şeklinde (bir pirinç tanesinin ağırlığını geçmeyecek kadar) sürülmesi gereklidir. Fırçalama sonrasında ağızdaki macunun fazlasının gazlı bez veya havlu ile silinmesi önerilir. Üç-altı yaş aralığındaki çocuklarda çocuk diş macunu fırçanın üzerine mercimek büyüklüğünde konulabilir. Fırçalama çocuk 8 yaşını tamamlayana kadar ebeveyn gözetiminde yapılmalıdır. 

Florür uygulamalarına ilaveten koruyucu diş hekimliğinde CPP-ACP (Kazein fosfopeptit-Amorfoz kalsiyum fosfat) de kullanılabilmektedir. Kazein, sütte ve bulunan çürük önleyici etkisi olan bir fosfoproteindir. Ancak bu etki için çok yüksek miktarlarda süt tüketilmesi gerekmektedir. Bu mümkün olmayacağı için CPP (kazein fosfopeptit) kullanılır. CPP-ACP diş plağının yapısına katılarak plaktaki kalsiyum ve fosfat iyonlarının seviyesini arttırır. Böylece diş üzerinde yeniden mineralizasyonu sağlayıp dişi asit ataklara karşı koruyabilmektedir. CPP-ACP; diş macunları, sakızlar ve florür cilalarına ilave edilebilmektedir. Krem formu, diş hekimleri tarafından çürük riski yüksek olan bireylere tavsiye edilebilmektedir. Süt proteini, benzoatlı koruyucular ve soya türevlerine alerjisi olanların kullanmaması gerekmektedir.

            Çocuk diş hekimlerinin amacı çocukların ağzında sağlıklı sert ve yumuşak dokulara sahip olmasıdır. Bu sebeple, çocukların çürük risk durumlarının belirlenmesi, gerekli koruyucu işlemlerin planlanabilmesi için ailelerin ve çocuk diş hekimlerinin beraber hareket etmesi gerekmektedir. Özellikle Covid-19 döneminde uzun süreli evde kalma neticesinde bazı rutinler bozulabilmektedir. Ağız ve diş bakımındaki muhtemel azalma beraberinde çürükleri, ağız kokusunu ve diş eti problemlerini getirecektir. Bu sebeple özellikle bu dönemde ağız ve diş bakımına önem verilmesi, pandemi sonrasında da çocuk diş hekimlerine başvurarak koruyucu uygulamaların planlanması büyük önem taşımaktadır. 

LookUs & Online Makale